27 Kasım 2014 Perşembe

Değişen medya düzeninde halkla ilişkiler uzmanlarının bilmesi gerekenler

Geçtiğimiz günlerde Vocus, İnternet’in medya kuruluşları üzerindeki etkisini ele alan bir medya raporu yayınladı.
Rapor, mücadeleye devam eden fakat web’i ve özellikle sosyal medyayı gelişmek için kullanan bir medya manzarası çiziyor.
Rapora göre 2011 yılında daha az gazete kapatılmasına rağmen, dünya çapındaki bürolarında kepenk indirmeye devam ediyorlar. Gazeteler aynı zamanda personel kesintisine de maruz kalıyor.
Gazete kadroları gün geçtikçe daha da gençleşiyor. Mürekkep lekeli üstatların yerini dijital dünya uzmanı yeni nesil almaya başladı.
Giderek daha fazla 20′li ve 30′lu yaşlarda dijital ve sosyal medyanın önemini kavramış editörler görüyoruz.
Rapora göre, gazete ve online portallar arasında içeriği yerelleştirmeye doğru büyük bir eğilim mevcut.
Dergiler için 2010′a benzer şekilde 2011′de de kapanma haberlerinden daha çok açılış haberleri okuduk. Rapor, dergilerin yazı işleri çalışanları arasında işten çıkarma oranlarının orta ölçüde olduğunu söylüyor. Ve bazılarının iddia ettiği gibi iPad’ler dergileri öldürmüyor. Aslında tam tersi: Aygıt üzerinde tüketmek üzere içeriğe ihtiyaç duyulduğu için iPad dergileri kurtarıyor gibi görünüyor.
TV istasyonları küçülen gazetelerin bıraktığı boşluğu doldurmak için kaynaklarını paylaşıp web sitelerini kullanırken, öte yandan büyük kurtulan olarak nitelendirilen radyo 2011 yılının dört çeyreğinde de yeni dinleyiciler kazanmış görünüyor.
Radyo için belki de en umut verici olan Arbitron’un (Radyolar için birincil ölçüm aracı) 12 yaş ve üzeri dinleyici sayısında haftada 240 milyonun üzerinde bir artış görüldüğünü bildirmesiydi.
Bu arada blogcular bir çok ana akım medya organıyla ortaklık içine girdiler. Blog evrenindeki (Blogosphere) büyüme öncelikle iç yaşam, ebeveynlik ve pişirme hakkındaki blogların dahil olduğu tüketici sektöründe oldu.
Tüm bu değişiklikler halkla ilişkiler sektörü için (en azından) yedi şey ifade ediyor:
Medya kanalları sadece metinden daha fazlasını, resim ve video istiyor. Fakat içeriğiniz şu üç özelliği dikkate almaya devam etmeli: net, özlü, çekici.
Basın bültenleri için eski kurallar hala geçerli. Sırf sosyal medya eski medya şirketlerini gelişmeye zorluyor diye, bu onlara farklı davranmak gerektiği anlamına gelmez. Teknolojideki inanılmaz değişikliklere rağmen, insan olmanın tüm eski kuralları hala geçerli. Editör ve muhabirlerin de insan olduklarını unutmayın ve ona göre davranın. Nazik olun: Önce kendinizi tanıtın ve soruları sonra sorun.
Bir tane iPhone ve/veya iPad satın alın. Medya bu platformlar için de içerik yaratır; nasıl göründüğünü ve nasıl çalıştığını bilmelisiniz.
Gazetecilerle sosyal medya üzerinden iletişim kurmak olumlu olsa da basın bültenleriniz ya da onlara sunmak istediğiniz başka bilgiler için burayı kullanmayın. Gazetecilerin sadece yüzde 2′si sosyal medya aracılığıyla bültenlere ulaşmayı tercih ediyor, yüzde 80′i bültenlerin kendilerine e-posta yoluyla ulaştırılmasını istiyor.
Sosyal medya platformlarını onları tanımak için kullanın. Bir gazetecinin ya da editörün Twitter hesabını takip edin. Ne paylaştıklarına dikkat edin. Ve kişisel olarak onları tanımadığınız sürece, Facebook’ta arkadaşlık daveti göndermeyin.
Hayatı gazeteciler için kolaylaştırın. Küçülen kadrolar ve medya organlarının her gün genişleyen çevrimiçi uzantıları, gazetecilerin her zamankinden daha fazla zaman darlığı çekmesi sonucunu doğurdu. Halkla ilişkiler uzmanları, muhabirlerin hikayelerini yazmalarını ne kadar kolaylaştırırsa, bültenlerinin habere dönüşme ihtimali o derece yükselir ve halkla ilişkiler uzmanlarıyla muhabirler arasında iyi bir çalışma ilişkisi oluşmuş olur.
Bir TV haber merkezine bülten göndermek için en iyi zaman sabah saat 8 ve 9 arasıdır. Yani genellikle editör kadrosunun sabah toplantısından önceki bir zaman dilimi. Flaş bir haber olmadığı sürece hikayenizi en az bir kaç gün veya bir hafta önceden medyaya ulaştırın. Ayrıca, TV gazetecileri sadece firmanızın sözcüsü veya CEO’suyla değil ürün veya kuruluşunuzun etkilediği gerçek insanlarla da konuşmak isterler. Bu ihtimale karşı da hazırlıklı olmanız gerekir.


0 yorum:

Yorum Gönder