2 Aralık 2013 Pazartesi

Kurumsal Reklamcılık


Reklam genel olarak, medyada yer ve zaman satın alma (Pohl, 1995: 3, Wilcox vd., 2001:12) olarak tanımlanmaktadır. Kişi veya kuruluşlar reklam verirken gazete, dergi gibi basılı araçlardan yer satın alırlar. Gazete veya dergi sayfalarından bir veya iki sayfa, yarım sayfa, çeyrek sayfa ayrılarak
kuruluşların reklamları yapılır. Reklam; radyo, televizyon gibi görsel işitsel bir iletişim aracıyla
yapılıyorsa, buradan da zaman satın alınır. Genellikle saniye baz alınarak radyo ve televizyon reklamları yayınlanır. Kuruluş veya kişiler reklamları karşılığında iletişim araçlarına da para öderler. Reklamın klasik tanımından anlamamız gereken budur.

Ancak günümüzdeki reklamcılığın alanının biraz daha geliştiği görülmektedir. Buna bağlı olarak da
klasik reklam tanımı yetersiz kalmaktadır. Çünkü reklamda kullanılan araç ve yöntemler, günümüzde sadece gazete, radyo, televizyon gibi kitle iletişim araçlarıyla sınırlı değildir. Artık taşıt ve binalardan tutun, açık hava, internet, oyun reklamları, led ışıklı tabela, SMS gibi birçok araç reklam amacıyla kullanılmaktadır. Bu nedenle reklamcılığı Peltekoğlu’nun (2007: 40) da vurguladığı gibi, bedelini ödeyerek çeşitli iletişim araç ve yöntemlerini kullanan bir alan olarak görmek daha sağlıklı olacaktır.

Benzer alanlar olarak reklam ve halkla ilişkiler, birbirlerinden yararlanmaktadırlar. Halkla ilişkiler bir mesajı kamusuna yaymak için genellikle reklamcılığı kullanmaktadır. Reklamcılık ise, tüketicilerle ilişki kurmada çoğunlukla halkla ilişkilerden yararlanmaktadır (Pohl, 1995: 3). Reklam ve halkla ilişkiler arasındaki bu ilişkiden dolayı günümüzde yeni bir alandan sözedilmektedir. Kurumsal reklamcılık denen bu alan, reklamcılık ve halkla ilişkilerin ortak bir kesişimi olarak görülmektedir. Kurumsal reklamcılık, herhangi bir ürün veya hizmetin tanıtımından çok, işletmenin imajını bir bütün olarak yükseltmeyi (Peltekoğlu, 2007: 51) amaçlamaktadır.

Reklamcılık ve halkla ilişkiler arasında yukarıda belirtilen benzerliklerin yanında farklılıklar da
bulunmaktadır. Her iki alan arasındaki genel farklılıklar aşağıda sıralanmaktadır (Wilcox vd., 2001:13; Jefkins, 1995: 26).

• Reklamcılık dış hedef kitleye, özellikle de geniş potansiyel müşterilere hitap etmektedir. Halkla
ilişkiler ise mesajlarını; hem hissedar, kamuoyu liderleri, çevre grupları gibi dış hedef kitleye,
hem de çalışanlar gibi iç hedef kitleye sunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında halkla ilişkilerin
hedef kitlesi daha geniştir.

• Reklamcılık, uzmanlaşmış bir iletişim fonksiyonu olarak bilinir. Halkla ilişkiler ise, tüm
örgütün politika ve icraatlarıyla, çalışanların moralinden telefon operatörünün aramalara cevap
vermesine kadar geniş bir alanla ilgilidir. Diğer bir deyişle reklamcılık daha sınırlı ve özel bir
alanda çalışırken, halkla ilişkilerin çalışma alanı daha geniştir.

• Reklamcılığın temel amacı mal veya hizmetleri satmak, halkla ilişkilerin ise örgütün
gelişebileceği bir çevre ve anlayış oluşturmaktır.

• Reklam çalışmalarında kitle iletişim araçlarından bir bedel ödeme karşılığında yararlanılır.
Halkla ilişkilerde ise genellikle kitle iletişim araçlarına ücret ödenmez. Kişi ve kuruluşlar
kamuyu bilgilendirmek amacıyla basın toplantısı, basın bildirisi gibi yollarla iletişim
araçlarından yararlanırlar. Bunun karşılığında da herhangi bir bedel ödemezler.

• Reklam, reklam verenin kontrolü altında ücret ödendiği için kullanılması garantili ve düzenlidir.
Halkla ilişkiler ise, medyada yer almada ücret ödenmediği için yayınlanma garantisi yoktur ve
düzenli sonuç sağlanmaz.


Prof. Dr. Ahmet Kalender
www.anadolu.edu.tr

0 yorum:

Yorum Gönder