7 Mart 2014 Cuma

Propagandanın Etkisine Öncelikli Olarak Açık Olan Sosyal Gruplar

Toplum katmanlarını meydana getiren insan grupları propagandadan etkilenme özelliklerine göre çeşitli şekillerde tasnif edilebilirler. Toplumda özellikle içinde bulundukları hallerinden memnun olmayan kişiler başarılı bir propagandacı için iyi bir malzeme olabilirler. Bu gruptaki insanları şu şekillerde sınıflandırmak mümkündür;

Fakir ve Yoksullar
“Kriz ortamları neden seçmen davranışlarının hızla değiştiği dönemlerdir?” sorusunun cevabı hep merak edilmiştir.
Yoksulluk ve fakirlik her insanı hayal kırıklığına sürüklemez. Zamanla fakirlik de bir yaşam tarzı haline gelir ve insan bunu kabullenir. Bu konuda hayal kırıklığına uğrayanlar genelde yakın zamanda yoksullaşanlar ve maddi durumu iyiyken bu konuda gerilemeye başlayanlardır.
Maddi gelir düzeyi itibariyle gerek savaş, gerek kıtlık, gerekse de afet ve benzeri yollarla tüm ülke genelinde meydana gelebilecek olan hızlı yoksullaşma çoğu defa sosyal patlamalara da sebep olur. Bu nedenle ekonomik kriz ortamları seçmenlerin hızlı kanaat değişimine uğradıkları dönemlerdir.
Şu noktanın altını çizmekte yarar vardır; Sefalet dayanılabilir düzeye ulaşınca hoşnutsuzluk en yüksek düzeyine ulaşır. Bir şikayet konusunun en yoğun olduğu zaman, şikayet konusunun ortadan kalma ihtimalinin olduğu zamandır.
Bir siyasi hareketin yandaş toplaması ve bu yandaşları kaçırmaması için ortaya koyduğu doktrinin gücünden çok, mevcut hayat ortamından kurtulmak isteyenlere sığınacakları manevî yer sağlaması gerekir. Ülkemizde yaygın tartışma konusu olan odun, kömür, gıda ve diğer sosyal yardımları bu bağlamda değerlendirmek gerekir. Propaganda açısından hiç faydası olmadığını iddia etmek mümkün değildir.

Özgüvensizler
Kişilerin yaratıcı güçleri azaldıkça, bir toplum hareketine katılma isteklerinin belirli bir biçimde arttığı görülür. Bunda, faydasız benliğinden kaçıp kurtulma isteği ön plânda gelir.
Bir kapalı grubun üyesi olanlar hayal kırıklığına kolay kolay uğramayacaklarından aldatıcı toplum hareketlerine karşı da dayanIklı olurlar ve direnme güçleri artar. Bu yüzden totaliter bir toplumdaki ayaklanma sebepleri, genellikle bu totaliter rejimin zayıflamasından kaynaklanır. Örneğin Çin’deki güçlü aile yapısı, bu ülkeyi asırlar boyu toplum hareketlerinden ve gelenek dışı akımların etkisinden korumuştur.

Uyumsuzlar
Toplum içinde dış etkiye ve propagandaya açık olan en geniş kesimlerden birini, toplum içindeki uyumsuzlar oluşturur. Bunlar kendi benliklerinden henüz kopmamış, kazanılması zor olmayan kişilerdir. Durumları kazanılamaz düzeyde kötü değildir. En küçük ilerleme, başarı, fark edilme bunları yeniden dünyalarıyla barışık hale getirebilir. Farklı cinsel tercihleri nedeniyle toplum içinde kabullenilme sorunu yaşayan kişiler de bu grup içine girmektedir.

Umutsuzlar
Kitleye hakim olan ümittir. Toplumsal felâketler ümitler kırıldığı zaman başlar. Halk bunu hayal kırıklığı olarak ifade eder.
Gençler niçin mesut ve neşelidir? Çünkü önlerinde parlak ümitlerle dolu uzun bir istikbâl olduğunu düşünürler. Hayat ve istikbâl, gençlerin önüne güzel nakışlı ve çiçekli bir halı gibi serilmiştir.
Kitle üzerinde tesir sahibi olan bazı ihtiraslı adamlarla, bu hırsa iştirak eden bazı basit ruhlu insanların heyecanları birbirini tamamlayınca ve bu tür bir kitlede gayri memnunların sayısı da artınca ihtiraslı politikacıların işi kolaylaşır ve mevcut hükümeti (yönetimi) devirmek zor olmaz. Çünkü, ihtiraslı politikacıların hırsını destekleyecek ve tamamlayacak yardımcı kuvvet, genellikle basit insanların heyecanlarıdır. 
Çünkü gayri memnunlar yeni hükümetin kendileri için hayırlı olacağı kanaatını taşırlar. Kendi imkânlarıyla işbaşına getirdikleri yeni hükümet de beklentilerini karşılayamayınca, bu defa onun ipini çekenler de yine aynı kesimler olur.
Güvercin oy tabir ettiğimiz, her seçimde farklı tavır sergileyen ve azımsanmaması gereken bir orana karşılık seçmen kesimi de bu kategori içinden çıkmaktadır. Bugün iktidarda olan partinin yarın Meclis’e bile giremeyecek kadar düşük oy almasına neden olan seçmen davranışlarındaki dalgalanma aynı psikolojiden beslenmektedir.
Hayatından memnun olan seçmenlerin çoğunlukta olduğu ülkelerde hükümet düşürmek pek kolay olmaz. Onun içindir ki, tüm göstergelerin hayatın gidişatının iyi olduğunu gösterdiği ülkelerde seçimlere katılım oranı oldukça düşük olur. ABD’de uzun yıllar boyunca seçimlere katılım oranın düşük olmasında bu faktör etkili olmuştur. Siyahi aday Barack Obama’nın başkan seçildiği 4 Kasım 2008 seçimlerinde katılımın yüksek olmasının bir nedeni de, halinden şikayetçi gayri memnun seçmen kitlesinin artmasıyla ilgilidir.

Benciller
Kişi ne kadar bencilse, hoşnutsuzluğu da o kadar çok olur. Çevre koşulları yüzünden kendilerine güvenlerini yitirmiş olan bencillerin, büründükleri kimlik ve biçim ne olursa olsun bunların sevmeleri ve alçak gönüllü olmalarına imkân yoktur.

Azınlıklar
Azınlıklar, her zaman ve her yerde en iyi şartlar altında bile olsalar kendilerini güvensizlik içinde hissederler. Kişisel başarılarına rağmen aşağılanmak ve dışlanmak bu tür insanlar için katlanılması oldukça zor bir duygudur.

Can Sıkıntısı
Dış etkiye açıklık ve propaganda açısından kitle hareketlerine en elverişli grup, boşalmamış psiko-sosyal bunalımlara sahip olan gruplardır. Bir provokatör için can sıkıntısından bunalan bir toplum, eko-politik kargaşalıklar içinde kıvranan bir toplum kadar eyleme elverişli değildir. Bu sosyo-psikolojik durum, propaganda kampanyaları yönünden üzerinde önemle durulması gereken özel bir konuma sahiptir.

Kadınlar
Yeni toplum hareketlerinin gelişmesinde, yaşı ilerlemiş kızlar ve çok şey yapma imkân ve kabiliyeti olduğu halde, kendilerine böyle bir fırsat doğmamış olan kadınların büyük rolü olmuştur. Hitler, macera arayan ve boş hayatlarından bıkmış olan yaşlı sosyete hanımlarından ve varlık içinde yalnızlık duygusu çeken büyük sanayicilerin eşlerinden her bakımdan destek görmüş ve onları yanına çekebilmeyi başarmıştır.
Halinden mutsuz kadın seçmenler dış etkiye ve propagandaya en açık kesimi oluştururlar. Ekonomik krizlerin ilk etkilediği gruplar arasında kadınlar başta gelir. Sosyo-ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde karşılaşılan ekonomik kriz ortamlarının bir göstergesi olarak önce kadınların etek boylarında ve saç uzunluklarında değişiklik göze batar. Daha canlı renkte ruj kullanıldığı görülür. Kadınların oy verme davranışı kriz ortamlarında sandık sonuçları üzerinde belirleyici rol oynar.

Suçluluk Hissi Taşıyanlar
Bir toplum hareketinin yandaşlarında sadakat oluşturmak için uygulanan yol ve yöntemlerden birisi de, onlarda bir suçlunun ruhsal durumunu oluşturmaktır. Suçluluk psikolojisi içindeki insanlar, dış etkiye ve propagandaya en müsait insanlardır.
Topluma karşı kendilerini sorumlu hissedenler, toplumun önünü açacağını düşündükleri hamlelere karşı ilgi de geliştirirler. Nitekim kutsal bir amacı kucaklayan suçluluk hissindeki bir kişinin, can ve mal endişesine düşmüş birinden daha kolaylıkla hayatını tehlikeye atacağı ve kutsal amacın savunulmasında daha hassas davranacağı gerçeğinden söz edilmektedir.

Bağımlılar
Bir düşünceye körü körüne bağımlı/bağlılar propaganda açısından uygun bir zemin oluştururlar.
Her toplum hareketi yandaşlarının kişisel noksanlıklarını çeşitli yöntemlerle artırır ve devam etmesini sağlar. Bu yolla ideal ve doktrin daima mantık üstü tutularak kişinin zekâsının kendi kendine yeterli olmasına imkân sağlanmaz. Ekonomik güçlerin merkezîleştirilmesi ve yaşamak için gerekli bazı maddelerin kasten kıtlığı sağlanarak ekonomik baskı yoluyla devlete olan bağlılık sürdürülür. Örneğin: sık tekrarlanan elektrik kesintileri, “bir ülke aydınlığa kavuşacaksa, bu, devlet eliyle; eğer karanlığa gömülecekse, bu, yine devlet eliyle olacaktır” anlayışını pekiştirerek halk üzerindeki devlet korkusunu ve bağımlılığını sürdürür. Bu genelde dikta rejimlerinin uyguladığı bir yöntemdir.

Sempatizan Sanatçılar
Tarih boyu mevcut düzeni halkın gözünden düşürmek partizan veya sempatizan sanatçıların temel görevi olmuştur. Bu tür toplum hareketlerinin kendilerine özgü sanatçıları vardır. Tam olgunlaşmış bir toplum hareketi veya eylem, ancak mevcut düzen gözden düşürülüp halkın desteğini yitirmesinden sonra ortaya çıkar.
Kurulu düzeni protesto eden sempatizan ve partizan sanatçıların yakınmaları birkaç istisna dışında gururlarının kırılması, umutlarının yıkılması, aşkta başarısızlık, kumar kayıplarını ödeyememek vb. gibi daima özel kişisel çıkarlarının bozulmasına bağlıdır. Bu tip insanların öfkeleri aslında devlete değil, devleti yönetenlere çevrilir. Bu tip insanlar iktidardakiler tarafından alenen kabul edildiği ve ödüllendirildiği zamanlarda aşırı birer iktidar yanlısı kesiliverirler.
Konuya bu açıdan yaklaşıldığında her türlü insan varlığını bir hedef kitle olarak ele alan propaganda hareketinin olumlu sonuçlar ortaya koyması da kaçınılmazdır.



Prof. Dr. Osman ÖZSOY
www.siyasaliletisim.org

0 yorum:

Yorum Gönder