12 Kasım 2013 Salı

Ünlülerin marka yüzü olması risk mi?

Yeni dünya düzeninde ünlüler ve ürünler bir elmanın iki yarısı gibi... Cilalı imaj devrinde firmalar ürünlerini, 'marka yüzü' olarak tanımladıkları yıldızlar üzerinden pazarlıyor... Bu stratejinin mucidi de Amerikalılar. Pek çok kez sağlaması yapılan bu yolun en bilindik örneklerinden birisi 'klark çekmek' deyimini de dilimize armağan eden Hollywood yıldızı Clark Gable... Rahmetlinin fanila giymediğini öğrenen dönemin erkekleri de aynı yolu izleyince, fanila üreticileri darboğaza girmiş... Bu durumdan çıkarılacak sonuç nedir? Demek ki insanlar, fenomene dönüşmüş isimlerden fena halde etkileniyor...
Peki ya siz? Çok beğendiğiniz bir TV yıldızının oynadığı reklam için kullanmadığınız bir ürünü aldınız mı? Ya da hiç sevmediğiniz bir ünlü, kullandığınız ürünün reklamında oynuyor diye alışkanlığınızı değiştirdiniz mi?
 
İşte bu iki soru dünyanın farklı ülkelerinde pazarlama konusunda çalışmalar yürüten akademisyenler tarafından sıkça tartışıyorlar, yoğun araştırmalar yürütüyorlar...
Ülkemizde de benzer nitelikleri taşıyan bilimsel araştırmalar gün geçtikçe artıyor. Bu çalışmaların en kapsamlısını da Marmara Üniversitesi bilimsel çalışmalarda kullanmak üzere hazırlıyor.
Pazarlamada çok önemle üzerinde durulan bir diğer konu ise: doğru marka ve doğru ünlüyü bir araya getirmek...
 
Ünlünün inanılırlığı, hedef kitle ile imajının örtüşmesi, ünlünün çekiciliği, maliyet, ünlünün sözleşme sonrası bir sorun yaratma olasılığı, birlikte çalışması kolay ya da güç olması ve ünlünün başka kaç tane daha ürün ve hizmetin tanıtımını yaptığı gibi konular kampanya öncesi göz önünde bulundurulan unsurları oluşturuyor.
 
Şöhretini doğru yönetebilen ünlüler bu işten ciddi karlar elde ediyorlar. Dünyaca ünlü oyuncu, şarkıcı, sporcular bu yolla hem anlaştıkları firmaların hem de kendilerinin kasalarını dolduruyorlar...
Ülkemizde ise bu durum çok büyük risk taşıyor. Uzun dönem yapılan anlaşmalarda ünlü, ürün ile bütünleşebiliyor. Bazı kampanyalar markaya çok büyük artılar kazandırırken, bazı markaların hedef kitleyle örtüşmeyen ünlü seçimi ise, var olan tüketicilerini bile kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakabiliyor. Mail trafiği ile (bilimsel olmayan) çok küçük bir araştırma yaptım. Sonuç : Cem Yılmaz deyince akla ilk gelen İletişim oluyormuş, Derya Baykal temizlik, Nil Karaibrahimgil bir çok ürünü çağrıştırmasına karşın en fazla cevapla maden suyu ilk sırayı alıyor.
Yukarıda saydığımız isimlerin kabaca ürünlerin yüzü olmayı başardıkları sonucu çıkarılabilir... Ancaaak madalyonun bir de diğer yüzü var. Ya ünlü isimler, tüketicinin aklına ürün ismi yerine antipati getiriyorsa?
 
İşte o zaman firmaların yola çıkarken şu bilindik sözü de akıllarından çıkarmamaları gerekiyor: Midyat'a giderken evdeki pirinçten de olmak var!
 

Gülçin Yılmaz İzel

0 yorum:

Yorum Gönder