13 Nisan 2013 Cumartesi
Kamu Hizmetlerine Katılımın Sağlanmasında Hizmette Halka Yakınlık
Kamu hizmetlerinin sunumunda en etkin rolü üstlenen kurum yerel yönetim
birimleridir. Dolayısıyla halka en yakın, müşteri anlayışının en kolay
benimsenebileceği birimlerdir. Bu kurumların sunduğu hizmetlerde, hizmetlere
halkın katılımını sağlamak, onların beklentilerine göre hizmet sunulmaya
çalışılmaktadır. Bu nedenle Avrupa Birliği’nde de hizmette halka yakınlık ilkesi
benimsenmiştir. Bu ilke ile kamu hizmetlerinde müşteri odaklı yaklaşımı
benimsemek daha olanaklı görünmektedir.
Hizmette halka yakınlık ilkesi, kamu hizmetlerinin görülmesinde kaynakların
daha akılcı kullanılmasında ve halkın demokratik eğitiminin sağlanmasında önemli
rol oynamaktadır. Bu ilkede asıl olan, hizmetin yerinde ve aynı zamanda “yerinden”
görülmesidir. Bu kavram zaman zaman hizmeti halkın ayağına götürmek biçiminde
de anlaşılmaktadır (Keleş, 1995:3-4).
Ülkemizdeki kamu yönetim sistemine “her şey devlet içindir” ve “uzaktan
hükümet edilir, uzaktan yönetilir” temel ilkesi yön vermektedir. Halkta da her şeyi
devletten bekleme anlayışı vardır. Oysa model aldığımız Batı yönetim felsefesinde
temel ilke, “uzaktan hükümet edilir, yerinden yönetilir” şeklindedir. Batı’da
“yurttaşların kamusal işlere katılma hakkının” olduğu ve bu hakkın “yerel düzeyde,
en doğru biçimde” vatandaşa yakın bir yönetim tarafından kullanılacağı
belirtilmiştir” (Öztürk, 1994:48).
Yerel yönetimler halka hizmet için vardır. Başarılı yerel yönetimler vatandaş
odaklı olmaya özel önem vermelidirler. Halka yakınlık, hizmet sunulan insanlarla
çeşitli yakın ilişkiler kurulup sürdürülmesi demektir. Yerel yönetimler halkın
isteklerini öğrenmenin resmi olan ve olmayan yollarını ve yöntemlerini
oluşturmalıdırlar. Resmi yöntemler arasında semt toplantılarını, şikayet veya hizmet
talep formlarını ve hemşehri danışma kurullarını saymak mümkündür. Resmi
olmayan yöntemler arasında özel önemdeki toplantılara gelişigüzel katılmak, sosyal
görevlerde arızi ilişkiler kurulması ve kitle iletişim araçlarının yakından izlenmesi
yer almaktadır (Barbour vd., 1994:21).
Kamu ve özel sektör arasındaki başlıca fark, müşteri konumundaki şehir
sakinlerinin iş yapacakları özel kuruluşlarla ilgili olarak daha çok seçeneğe sahip
olmalarıdır. Kamu hizmeti açısından, kime gidileceği konusunda daha az seçenek
vardır. Düzenleyici hizmetlerle ilgili olarak seçenek yoktur. Bu noktada yerel
yönetim kendisini genellikle, memnuniyetsiz bir vatandaşa istenmeyen bir hizmeti
sunar durumda bulur. Bu açıdan yerel yönetimler personelinin de eğitilmesi ve
yönlendirilmesi gerekmektedir. Hizmette halka yakınlık ilkesi, yerel yönetimlerin
hizmet sunduğu kitleyi müşteri olarak görmesinde önemli bir ilke olarak kabul
edilebilir.
Özcan SEZER
0 yorum:
Yorum Gönder